Hayatı keşfet!

Biz kimiz?


İrlanda'da ve Türkiye'de yaşayan iki kardeş... Gündemle, hayatla ve yaptıkları seyahatlerle ilgili gözlemlerini yazıyorlar. Limanlarından ayrılıp keşfedilmeyenlere ulaşmaya çalışıyorlar.

Son yazıları okudun mu?


Yeni yazılar anında email'ine gelsin!


İletişimde kalalım!


Yaratıcı Ekonomi Nedir?

Cemal BüyükgökçesuCemal Büyükgökçesu

Açıklama: Bu yazı, Burak Büyükgökçesu tarafından hazırlanmıştır. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi ve Politika bölümlerinden çift anadal yaparak mezun olan Burak Büyükgökçesu, şu anda Philip Morris firmasında Fon Yönetimi Analisti olarak çalışmaktadır.

***

Ekonomileri oluşturan sektörleri düşündüğümüzde, muhtemelen çoğunuzun aklına yukarıdaki başlıktaki gibi bir sektör tanımı gelmeyecektir. Gıda, içecek, inşaat, lojistik, otomotiv, bankacılık vb. gibi hepimizin neredeyse ezberlediği sektörler her geçen gün daha da “klasik” – yani yaratıcı ekonomi içerisinde yer almayan sektör altına girmektedir.

Peki yaratıcı ekonomi sektörü ile hangi alt sektörler anlaşılmaktadır?

Capital dergisinin Ekim sayısında derlenen yazıya göre; yazılım, mimarlık, medya, yayıncılık, müzik, reklamcılık ve sanat sektörleri yaratıcı ekonomiyi oluşturmaktadır. Türkiye’de bu alt sektörlerden oluşan yaratıcı ekonominin büyüklüğünün yaklaşık 8 milyar olduğu belirtilmekte. Yani, toplam milli gelirimizin %8-10’unu yaratıcı ekonomi sektörü oluşturuyor. Bu oranın da her geçen yıl daha da arttığını belirtmekte fayda var. Almanya’da bu büyüklük ise 60 milyar dolara dayanmış durumda. İşgücüne vuracak olursak, Türkiye’de bu yeni gelişen sektörde toplam istihdam 160 bin civarlarında, Almanya’da ise 1 milyonu aşmış olduğunu görüyoruz.

Sayıya boğulmaktansa, bu yeni sektörün ekonomide diğer “klasik” sektörlere göre farkları ve yararlarına değinmek istiyorum:

Öncelikle, bu sektör krize karşı daha dayanıklı. Normal büyüme dönemlerinde de diğer sektörleri ikiye hatta üçe katlayabiliyor. Katma değeri yüksek olan bu sektör, istihdam açısından da gelecek için diğer sektörlere göre daha büyük potansiyel sunabiilyor. Üretilen ekstra katma değer özellikle ihracatta daha etkin bir şekilde pazarlanabiliyor. Örneğin, Türk dizilerinin komşu ülkelerde ilgiyle takip edilmesi, Türk mimarisinin yakın coğrafyadaki etkin konumu, milli ezgilerin de diğer ülke müziklerinde ilham kaynağı olması, Türkiye’nin bu sektörde giderek güçlenen yapısını gözler önüne seriyor.

Manchester Üniversitesi İşletme Yüksekokulu ve Bankacılık Dalı Öğretim Görevlisi Prof. İsmail Ertürk’e göre yaratıcı ekonomi gençliğin, geleceğin ekonomisinin adı oluyor. Global rekabetin de bu sektörde daha yoğun hissedileceğini belirtiyor. Ertürk, bu sektörün diğer “klasik” sektörleri durdurmaması, onları daha da ileriye taşıyacak bir araç görevini de üstlenmesi gerektiği belirtiyor.

Bu sektörlere giriş maaliyeti diğer sektörlerin çok daha altında olduğu için piyasadaki oyuncuların sayısı bir hayli fazla. Bu da, yaratıcı fikirlerin çoğalmasına, yeni oyuncuların ilham almasına sebep oluyor.

Kesin olan şu ki, yeni yeni dillenmeye başlayan bu sektör dalı, iki yüzyıl öncesinin sanayileşme hamlesi gibi, kendini daha çok farklılaştıran, daha çok parlak fikirle sektörü geliştiren oyuncuları ve dolayısıyla ülkeleri diğerlerinden bir adım öteye taşıyacaktır.

2009'dan beri yurtdışında yaşayan Cemal, London School of Economics’teki yüksek lisansının ardından Google’da çalışma hayatını sürdürüyor. Çok fazla bilinmeyen yerlere seyahat edip farklı yaşantıları keşfetmek en büyük hobisi. Ayrıca bir yüzme tutkunu: Her gün (istisnasız) 2.5 km yüzüyor.