Hayatı keşfet!

Biz kimiz?


İrlanda'da ve Türkiye'de yaşayan iki kardeş... Gündemle, hayatla ve yaptıkları seyahatlerle ilgili gözlemlerini yazıyorlar. Limanlarından ayrılıp keşfedilmeyenlere ulaşmaya çalışıyorlar.

Son yazıları okudun mu?


Yeni yazılar anında email'ine gelsin!


İletişimde kalalım!


Kurumsal Dalkavukluk

Cemal BüyükgökçesuCemal Büyükgökçesu

Bugün Sina Afra’nın blog yazısında karşıma çıkan “kurumsal dalkavuk” kavramı üzerine sesli düşünmek istiyorum. Çünkü hem iş hayatında karşımıza çıkan örnekleri , hem de ülke yönetiminde tanık olduklarımızı düşününce bu kavrama hiç de yabancı değiliz aslında.

Sina Afra bu kavramı iş hayatı bağlamında ele almış (yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz). Diyor ki:

Eleştirme oranı düşük toplumlarda (Türkiye bu toplumlara dahil), organizasyonların tepesindeki insanlar az eleştirilir ve etraflarında hep bir kurumsal dalkavukluk döner. Belirli bir zaman sonra – başarılı olduktan sonra gelen özgüvenle etraflarındaki eleştiri seslerinin azalmasıyla beraber – insanlar artık yaptıkları her şeyin doğru olduğuna inanmaya başlayabiliyor. Bence daha tehlikelisi yok.

“Dalkavukluk” kavramını ele alan bir başka makalede ise kurumsal dalkavukluğun bürokraside ve devlet idaresinde yer alışına ağırlık verilmiş. Tamamını buradan okuyabileceğiniz (ve okumanızı kesinlikle önerdiğim) yazıdan birkaç alıntı yapıyorum:

Çıkar sağlamak amacıyla başkalarına saygı ve hayranlık gösterisi yapmak, yaranmaya çalışmak, dalkavukluğun en belirgin niteliklerindendir.

Sarayda dalkavuğun görevi hükümdarın hoşuna giden şaklabanlıklar ve taklitler yaparak onu eğlendirmekti.

Dalkavukluk; makam, servet, güç, şöhret sahiplerine karşı yapılan karşılığında çıkar elde edilen bir davranış şeklidir.

Kişi iradesini özgürce kullanamıyorsa, özgür bir irade oluşturacak eğitim ve kültürden yoksun yetişmişse potansiyel dalkavuktur.

Toplum düzenine adaletin egemen olmaması dalkavukluğun yaygınlaşmasında önemli rol oynamaktadır.

Yazılarda da detaylandırıldığı gibi dalkavukluk kavramı Osmanlı toplumunda bir meslek olarak yer edinmiş. Ekmek parasının kazanıldığı onurlu bir duruşu ifade eden bu kavram, Osmanlı döneminin sona ermesi ve bu mesleki kurumun da yok olması sonucunda, olumsuz anlamlar içeren bir “karakter” biçimine dönüşmüş. Günümüzde bu kavramı, çıkar sağlamak amacıyla bir başkasına saygı ve hayranlık gösterisi yapan ve yaranan insan duruşunu ifade eden bir nitelendirme olarak kullanıyoruz. Bu davranış şeklinin kurumsal dünyaya (bürokrasi, özel sektör vb.) yansıması “kurumsal dalkavukluk” olarak nitelendiriliyor.

kkk

(Yönetici erke yüksek bağlılığın egemen olduğu Osmanlı kültürünün mirasını taşıyan) Türkiye gibi bireyselci yerine kollektivist kültürün egemen olduğu toplumlarda “kurumsal dalkavukluk” hayatın içerisinde çok daha fazla yer alıyor. Tek bir yöneticiye, lidere veya güç sahibine sorgusuz bağlılık, “eleştirel bakış açısını” tamamen yok edecek kadar tehlikeli olabilir. Eleştirel yaklaşımların olmadığı idarelerde “sadece kendi doğrularına inanmak” ve aksi görüşlerin “yanlış olduğunu düşünmek” gibi ciddi bir “körlük” başlar. Bu körlük, “bilmediğini bilmeme” körlüğüdür ve yıkıcıdır.

Şimdi gözümüzü kapayalım. Yaşadığımız toplumu, çevremizi, ve kendimizi düşünelim. Şu sorular düşünmemize yardımcı olabilir:

Sadece bu soruları sorarken bile eminim ki kurumsal ve sosyal hayatta birçok yaşantıyı ve örneği aklınıza getirdiniz. Bu örneklerin daha az yaşanması ve sürdürülebilir bir toplumsal/kurumsal hayat için üstteki soruları ayrı problemler olarak ele almalı ve çözüm planları oluşturmalıyız (kurumlar ve toplum olarak).

Anlamı değişen ve yozlaşan “dalkavukluk” kavramının ne denli yıkıcı olabileceğini Montesquieu çok güzel ifade etmiş:

“Bir ülkede dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün sağladığı çıkardan daha verimli olursa o ülke batar.”

Üzerinde uzunca düşünmekte fayda var.

Photo Credit: Tambako the Jaguar via Compfight cc
Photo Credit: GamZeynel http://haydimutfaga.blogspot.com/ via Compfight cc

2009'dan beri yurtdışında yaşayan Cemal, London School of Economics’teki yüksek lisansının ardından Google’da çalışma hayatını sürdürüyor. Çok fazla bilinmeyen yerlere seyahat edip farklı yaşantıları keşfetmek en büyük hobisi. Ayrıca bir yüzme tutkunu: Her gün (istisnasız) 2.5 km yüzüyor.