Hayatı keşfet!

Biz kimiz?


İrlanda'da ve Türkiye'de yaşayan iki kardeş... Gündemle, hayatla ve yaptıkları seyahatlerle ilgili gözlemlerini yazıyorlar. Limanlarından ayrılıp keşfedilmeyenlere ulaşmaya çalışıyorlar.

Son yazıları okudun mu?


Yeni yazılar anında email'ine gelsin!


İletişimde kalalım!


Dublin: İlk izlenimler…

Cemal BüyükgökçesuCemal Büyükgökçesu

2 gün önce hayatımda yeni bir sayfa açıldı: Çalışmak için İstanbul’dan Dublin’e taşındım.

Yerleşme telaşı ve ilk günlerin yoğunluğuyla blog’umu ihmal ettim, bir süre daha ihmal edeceğim gibi görünüyor. Kusura bakmasın. 🙂

Fırsat bulmuşken biraz Dublin’den bahsetmek istiyorum.

Dublin diğer Avrupa şehirlerinden çok ama çok farklı. Bunun birkaç nedeni var. En önemli neden, şehrin insanlarının hayata bakışı sanırsam. Çok canayakın, neşeli, konuşkan ve hayat dolu insanlar var bu şehirde. Markete girdiğinizde kasiyer hatırınızı soruyor, ne diyeceğinizi şaşırıyorsunuz. Vitamin almak için gittiğiniz eczanedeki görevli sanki kendisi için ilaç alıyormuş gibi sizinle ilgileniyor. Kasadaki yaşlı teyze tshirtünüzdeki yazıları merak edip sizinle sohbete başlıyor. Hatta arkadaşımın anlattığına göre yol çalışması yapan işçiler bile yanlarından geçerken “how are you today?” diye soruyorlarmış. Bakalım daha neler görücez.

Dublin’i farklı yapan bir diğer şey ise şehrin kasaba havasını korumuş olması. 1.5 milyondan fazla insanın yaşadığı bir şehirden bahsediyorum, ancak Avrupa’nın en fazla turist çeken 3. şehri olan Dublin (ilk ikisi Londra ve Paris’miş) hala küçücük şirin bir şehir izlenimi bırakıyor sizde sokaklarında yürürken. Alçak evler, kulübeler (cottages), sakin sokaklar…

Dublin aynı zamanda yemyeşil bir şehir. Şehrin ortasından geçen nehir ve su yolları, kocaman parklar, kırmızı kapılı ve bahçeli evler… Şehirde nefes alabileceğiniz o kadar çok yer var ki…

1 hafta kalacağım "guesthouse"

1 sene Londra’da yaşadım, Avrupa’nın ve İngiltere’nin birçok şehrini de sırt çantamla gezdim. Çok güzel, etkileyici yerler gördüm. Ancak şunu anladım ki bir şehri sizin için muhteşem yapan şey size ne anlam ifade ettiği.

İstanbul’u seviyorum, çünkü ailem ve hayatımın çok önemli bir parçası orada.

Londra’yı seviyorum, çünkü bir sürü dostluk kurdum bu şehirde. Birçok arkadaşım orada. Mezun olduğum okul orada. Hocalarım, ders çalıştığım kütüphane orada. Bir sene boyunca kahvesini içtiğim cafe orada.

Dublin’i de sevmeye başlıyorum, seveceğim. Çünkü işim ve yeni hayatım burada olacak. Arkadaşlarım, dostlarım olacak. Evim olacak. Kısacası hayatıma anlam katacak birçok şey burada olacak. Tıpkı İstanbul ve Londra’da olduğu gibi.

***

İlk 2 günün izlenimleri bunlardan ibaret…

 

2009'dan beri yurtdışında yaşayan Cemal, London School of Economics’teki yüksek lisansının ardından Google’da çalışma hayatını sürdürüyor. Çok fazla bilinmeyen yerlere seyahat edip farklı yaşantıları keşfetmek en büyük hobisi. Ayrıca bir yüzme tutkunu: Her gün (istisnasız) 2.5 km yüzüyor.